ULU CAMİ
Bergama çayının sol sahilinde ve Tekke Boğazına giden yolun başındadır.Kuzeye bakan kapısı üstündeki kitabesinde şu yazılar vardır:
Sultanlar sultanı, Arap ve Acem Ümerasının Emiri, Gaziler ve Mücahitler Yardımcısı, Murat Han’ın oğlu Sultan Beyazıt Han (1) 801 (1339)
(1)-Yıldırım Beyazıt devri :1389-1402(Poyracıktaki Yıldırım cami ile hamamın da bu sırada yapılmış olduğu sanılmaktadır.
Cami, içten 24x26 m. ölçüsündedir. Uzunluğu kuzeyden güneye doğru olup, dört kalın fil ayağı üzerinde yükselen Türk tarzı kemerli üç kubbe ile örülüdür. Kubbeler sekiz köşelidir. Ortadakinin 17, diğer ikisinin 15,5 m. yüksekliği vardır. Kubbelerdeki pencereler karşılıklı açılmıştır. Yalnız, kubbelerin birleştiği yerlerdeki pencereler sağırdır. Kemerlerin açılmasını önlemek ve binayı bağlamak için eskiden kullanılmış olan dövme gergi demirlerini çürümesi yüzünden demirler son yapılan tamirde çıkarılmış ve yerine potreller konulmuştur.
Geniş ve aydınlık olan caminin yapılışında bir sadelik varsa da, kapı ve mihrabı gayet muhteşem tezyinat taşımaktadır. Mihrap, Selçuk mimarisi tesiri altında süslenmiştir. Sülüs ve girift yazılarıyla hendesi şekildeki tezyinatı sanatkarane yapılmıştır. Mihrabı çevreleyen…İlalahil mesacit hadisi şerifi 14 defa kullanılmıştır. Hattı kufi ile yazılmış olan yazı ise henüz okunamamıştır. Minber, mermerden yapılmıştır. Şebekesi hendesi şekilde olup gömme oyulmuş, fakat oyuntu arka tarafına kadar geçmemiştir.
Minber kapısı yassı kemerli olup üzerinde rumilerde tezyinat yapılmıştır.Kapının üstüne silmenli bir tepelik konmuş ve bu tepeliğin cephesinde hattı kufi ile (Süre-i İhlasın yarısı)yazılmıştır.Basit ve sade olan minber ayrı bir güzellik vermektedir. Mahfel büyük tamirde yeniden yapılmıştır.
Camide iki kapı ile bulunmaktadır.Batıdakinin temiz bir taş işçiliği vardır. Ve sivri kemerlidir. Kuzeydeki kitabeli büyük kapı ise mermer işçilik ve tezyinat bakımından mimari zenginlik içindedir. Kitabenin altında silmeyi meydana getiren çıkıntı gayet ince işlenmiş altlı üstü lalelerle bezenmiştir. Bu tarz tezyin işleri bir özellik taşımaktadır. Binanın üç duvarı sert ve yumuşak trahit taşlarından yapılmıştır.Arka duvarı ise küçük taş ve kireç harçla örülmüştür.
Bu duvarın içinde, kubbeye çıkan iki taş merdiven bulunmaktadır. Diğer duvarların pencereleri gibi ,önceki duvarda bulunan pencerelerden alttaki ikisi köşeli,üstteki dört pencere sivri kemerlidir.
Bir de kapı üstünde daha küçük bir pencere vardır. Binanın esas duvarlarının saçakları,taş armudi kavaldan silmeli yapıldığı gibi,kubbelerin oturduğu duvarlar ise kirpi saçaklarıyla nihayetlendirilmiştir. Binanın üç cephesindeki temellerin daha eski bir binadan kaldığı,arka temelin ise genişletilerek yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu yapıda, Roma jimnasından (büyük alan)getirilmiş antik taşlar kullanılmıştır. Doğu-kuzey duvarları köşesine konmuş dört metre uzunluğundaki büyük taş üstünde bulunan bir yılanın vazoya uzanmış (Kantharos) kabartması da bunu anlatmaktadır.
1832 tarihinde Anadolu’daki seyahati sırasında Bergama’ya uğramış olan Fransız tarihçelerinden Charles Texier, bu binanın Bizans’ın “Küçük Ayasofya Kilisesi” olduğunu ve “Bu binada ne bir kitabeye ,ne de mimari bir tezyinata tesadüf etmediğini” Küçük Asya tarihinde yazmıştır. Bu sırada cami harap olmuş,tepeden akan moloz ve arkadan atılan gübrelerle saçak hizasına kadar dolmuş bulunuyordu.Bu semte sonradan Hıristiyanların yerleşmiş olması bu binanın uzun zaman metruk kalmasına sebep olmuştu.
1905 yılında, Bergama’da kaymakam bulunan Kemal Bey de delaletiyle bu muazzam bina ortaya çıkarılmış ve yeni baştan onarılmıştır.Bu suretle kapı üstündeki kitabesi,mihraptaki tezyinatı ortaya çıkarılmıştır. Kapı üstünde bulunan mermer levhadaki kitabeni temizlenmesi kolay olmuşsa da ,mihraptaki yazı ve süslerin tanzimi güç olmuştur.Bunların sıva altından çıkarılmasında ,çok bozulan yerlerinin tamirinde Sami Altan (eski Bergama Belediye Başkanı)büyük bir himmet ve gayret göstermiştir.
Bu onarım sırasında ortaya çıkarılan eski minare temeli üzerinde yeniden yaptırılan minarenin yüksekliği 38 m. olup şerefesine kadar 103 basamağı bulunuyordu. Minare,iskeleden çıktığı zaman Tekke Boğazına doğru bir eğrilik göstermiştir.Bu eğriliğin ,boğazın sert rüzgar akıntılarına karşı dayanıklı olması için yapıldığı minareci tarafından ileri sürülmüştür.Fakat kırk yıl sonra,aksi istikametten gelen şiddetli bir fırtına (9/10-XI-1949 gecesi sabaha karşı) minareyi saçak hizasından devirmiştir.
Eskiden kalan bu temel üzerinde, bu minarenin bulunup bulunmadığı belli değildir. Fakat yüzyıllar boyunca böyle büyük ve muhteşem bir ibadethanenin minaresiz bırakılmış olması da akla mülayim gelmemektedir. Cami avlusunun kuzeyinde medrese odaları ile bir de müderris ve müftü dairesi yaptırılmıştır.(Bu dairenin üstüne minare düşmüş ve yarısını yıkmıştır.) Yine bu sırada,avluya bir şadırvan yaptırılmıştır.Sekiz köşeli sekiz sütunludur.Sütunlar arasındaki açıklık,yekpare taştan ve iki armudinin birleşmesinden meydana gelen basık kemerlerle bağlanmıştır. Kemerlerin üst kısmı yontma taşla tamamlanmış olup örtüsü ahşaptır. Şadırvanın tam ortasında ve direkler üzerine konmuş bir feneri bulunmaktadır.
Etrafı taşla örtülü bir su deposu vardır.Şadırvan son devrin basit bir sanat eseridir. Not: (1)Küçük Asya Tarihi:Cald.1.sayfa 373-395 -Sami Altan ve Müezzin Halid öter’den bilgiler -Yeni dairenin ilk müderris ve müftüsü Ahmet Beylerli Ahmed Hulusi Efendidir. -Şadırvandaki yazıları, Bergama Şair Aşki Efendi yazmıştır.
Kaynakça: Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri –Osman Bayatlı (Bergama Belediyesi Kültür Yayınları)
EMİR SULTAN CAMİİ
Turabey (Hoca Sinan )mahallesinin üç kemer köprüsüne giden cadde üzerindedir.Kapısı üstündeki kitabesinde yazıldığı gibi, ”Uzun müddet harap kalmış olan bu cami, Bani Emir Sultan’ın şefaatine mahzar olmak için Bergama Voyvodası Mustafa Ağa tarafından 1246(1831)tarihinde yaptırılmıştır .İlk caminin , Yıldırım Beyazıt zamanında Emir Sultan tarafından inşa ettirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Moloz taş ve kireç harçla yapılmış olan duvarları üstünde ahşap bir çatı bulunuyordu. Küçük tahta çubuklarla işlenmiş olan tavanın göbeği kavisli hatlarla hendesi bir şekilde süslenmişti.
Mahfeli de ahşap parmaklıklar çevreliyordu. 18 m. yüksekliğinde olan minaresi,taş işçiliğinin güzel bir eseridir. Bu minarenin ilk cami ile birlikte yapılmış olduğu kabul olunmaktadır.Bugün yalnız minaresi ayaktadır.
Cami harap olduğundan 1943 tarihinde Vakıflar İdaresi tarafından yıktırılmıştır. Cami avlusundaki mezarlıktan müzeye kaldırılmış olan bir mermer lahit,barok devrinin en güzel işçiliğini taşımaktadır.
1170(1757) tarihli olan bu mezar, Abdülfettah kızı Hafize’yi aittir.
Kaynakça: Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri –Osman Bayatlı (Bergama Belediyesi Kültür Yayınları)
HACI HEKİM CAMİİ
Sebze-et hali karşısında ve bahçıvan –peynir pazarları arasındadır.Mermerden basık kemerli (7 taşlı )kapısı üstündeki –Elma dalı alçı tezyinat içine alınmış-iki satırlık kitabesi, Mevlana Hacı hakim 919 (1513)tarafından yaptırıldığını anlatmaktadır.(1)
Cami ,11.2 metrekare ölçülüdür. Tuğla arasına konmuş yonu küçük taş ve kireç harçla yapılmış ve dört duvar üstüne oturtulmuş bir kubbesi vardır. Kubbe dıştan sekiz köşeli görünmektedir. 7m. yüksekliği olan kubbenin üstü kurşunla kaplı iken, çarşı halkı tarafından yaptırılan tamir sırasında kiremitle örtülmüştür.
Bu sırada kirpi saçaklarının da değiştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Caminin dört duvarında bulunan çift kemerli nişlerde iki sıralı pencereler vardır. Altta beş büyük ve üstte 6 küçük pencere bulunmaktadır. Mihrap, sonradan alçı işçilikle süslenmiş ve yağlı boya ile boyanmıştır.
Minber ahşaptır.Arka tarafta maksuresi vardır. 3.75x2.2 ölçüsünde bulunan kapalı son cemaat mahalli ahşap bir çatı ile örtülü olup,40 yıl önceki tamirde yeniden yapılmıştır. Minare,tuğla işçiliğin şaheserlerindendir. Devrinin karakterini muhafaza etmektedir. Tuğladan çift gömlek stilde yapılmıştır.(2)
Kaideyi küp ile ayıran halat, beyaz taşla yapılmıştır.Burada sağır kemerli altı pencere vardır. Şerefesinin altındaki istalaktitler tamir görmesine rağmen devrinin özelliğini taşımaktadır. Şerefeye kadar 72 basamaklıdır ve 29 m.dir. Minarenin petek kısmı birkaç defa yeniden yapılmıştır. Cami avlusunda şadırvan vardır. Burada bulunan mezarlar kaldırılmıştır. (1)
Hacı Hekim, Kanuni devri hekim başlarından olup,Bergama’da sürgün bulunduğu yıllarda camile hamamı yaptırmış olduğu, Bergama’da söylenmektedir. Ancak bu cami1919 tarihli olduğuna, Kanuni devri ise 1520-1566 yılları arasında geçtiğine göre , 6 yıl önce cami inşa edilmiş bulunuyor.
Bu itibarla bu kişinin o devirde Bergama’ya sürgün edilmiş bir hekimbaşı olmadığı söylenebilir. Bir vakıfnamedeki bilgiye göre,Mehmetoğlu Hakim Bergama mollasıdır. Herhalde çok zengin olduğu için cami ile, caminin idaresi için 24 kubbeli büyük hamamı yaptırmış olacaktır.
Bu nedenle , dini ve sıhhi iki büyük abideyi Bergama’ya hediye etmiş olmakla vatandaşlık görevini yapmış bulunmaktadır. (2)
Minare peteğini 20 yıl önce yeniden minareci Hacı Hafız Ömer Özel Konya’da Zindankapı ile Konya Ereğlisindeki Ulu cami minarelerinin de çift gömlek biçiminde yapılmış olduğunu gördüm demiştir.
Kaynakça: Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri –Osman Bayatlı (Bergama Belediyesi Kültür Yayınları)
KULAKSIZ CAMİİ
Uzun çarşı üzerinde, Karadut mevkiindedir.Kapısı üstündeki kitabesine göre, bu camini Çelebi Hacı Mehmet’in kızı Ayşe tarafından 1217 (1803) tarihinde yaptırılmış olduğu anlaşılmıştır. Kuzey duvarında bulunan iki kemer kalıntısı , daha eskiden burada bir binanın bulunduğunu anlatmaktadır. Bu kemer duvarında Jimnazdan getirilmiş korent tarzı bir başlık da vardır. Ayrı bir yapı tekniği gösteren bu izlerin XVI.yüzyıldan kalmış olduğu anlaşılmaktadır.
Planına göre,13.3x9.8 ölçüsündeki bu bina, moloz taş ve kireç harçla yapılmış olup , ahşap çatı ile örtülüdür. Cami, son yıllarda esaslı tamir görmüş, yağlıboya ile boyanmış olduğu gibi son cemaat mahallinin önü kapatılmış ve temelden itibaren bir de yeni minare yaptırılmıştır.
Yonu taştan yapıdan minaresi yapıdan minaresinin yüksekliği 25m.olup,şerefesine kadar 67 basamaklıdır. Aynı zamanda bu camide halı ve kilim serme usulü kaldırılarak muşamba bölmeli alınlık konmuş ve aralarına yeni Isparta halısı döşenmiştir.
Bu suretle Bergama’da bu şekil döşeme bu camide , hayırseverliği ve işbitirmekliği ile tanınmış olan tabak hacı eşref Uysal’ın himmetiyle yapılmıştır. NOT:Bu caminin önünde dış daire,arkasında iç daire denilen iki medresesi bulunuyordu. Bunlar bugün yıkılmıştır. (1)
Bu Caminin adı beratlarda Gazi Hayrettin Camisidir.Eskiden bu semtin adı da böyle idi.Müftü Mahmut Efendinin kulaksız çömezinin burada imamlık yapmasından bu adı aldığı söylenmektedir.
Kaynakça: Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri –Osman Bayatlı (Bergama Belediyesi Kültür Yayınları)
KURŞUNLU CAMİİ
Hükümet Konağı yanındadır. Kubbesi kurşun kaplı olduğundan bu adı almıştır.Doğuya bakan duvarındaki iki satır kitabesine göre, bu cami, Safi’nin oğlu Hacı hasan tarafından 873(1439) tarihinde yaptırılmıştır.
Cami,9.10 metrekare teşkil eden bir plan üzerine yapılmıştır. Kubbesinin çapı 9.20 m.dir. Duvarlarının bitimindeki kirpi saçağı yerine, 45 derecelik geniş kenarlı ve altı dişli 20 cm. kadar çıkıntısı olan taş silmeler yapılmıştır. Kubbe kasnağı daha küçük açık renk yonu taşlardan örülmüştür. Üzerinde 45 derecelik kenar bulunan bir silme ile 8 köşeli kubbe kasnağının üstü tamamlanmıştır. Binanın içinde, kasnaktan kubbeye geçişi sağlamak için büyük bademler meydana getirilmiştir. Bu suretle dört köşeden 8 köşeye geçişi temin eden ve istalaktitlerle süslenen köşeler yerine, kasnağın yüksekliğini gösteren duvar kısmı üzerinde büyük bademler vücuda getirilmiştir.
Güney duvarında üstte iki ve batı duvarında üstte biri sade, biri söveli iki, alt kısmında da kemerli iki büyük pencere vardır. Bunların tamir sırasında açıldığı veya genişletildiği anlaşılmaktadır. Son cemaat mahalli 3.5x 9 m. ölçüsünde olup, doğu tarafındadır. Esasında burasının iki kubbe ile örtülü olduğu kemer izlerinden ve konsol taşından belli olmaktadır. Burada da bademlerle süslü bir mihrap vardır. Caminin kuzeye bakan şimdiki kapısı sonradan açılmıştır.
Eski kapının, kitabenin altında bulunduğu kapıya azamet veren silmeler belli etmektedir. Zemin, 4 köşe tuğla köşelidir.Minber ahşaptır.Mihrap, 4 sıra bademlerden meydana getirilmiş alçı istalaktitlerle süslenmiştir.
Mahfel sonradan yapılmıştır. Minare, cami duvarının kuzey-doğu köşesindedir.Bina ile birlikte yontulu taştan inşa olunmuştur. Kapısı, cami esas kapısıyla yan yana dışa açılmış bulunmaktadır. Sarı taştan ve temiz bir taş işçiliği ile vücuda getirilen minarenin 20 m. yüksekliği olup, şerefesine kadar 41 basamağı vardır.
Cami, muhtelif zamanlarda çeşitli tamir görmüştür. Birçok yerleri, tamir ve temizlik sıva ve badana ile örtülmüştür. Bu yüzden binanın asaletini gösteren taşlar kapatılmış bulunmaktadır. Caddeye bakan duvardaki Maşallah yazılı levha,1301 (1885)tarihinde konmuştur. Burada bulunan yılan kabartmalı bir taş sökülerek İzmir’e götürülmüş,orada kayığa konurken denize düşürülmüştür.(1) Cami Avlusu 30 yıl önceye kadar mezarlıktı. Burada Karaosman oğulları sülalesine ait mezarlar da bulunuyordu. Bergama’da iki büyük vakfiyesi ile bir çok mal ve mülk bırakan Karaosmanlar’dan Hacı Ömer Ağa’nın oğlu Hacı Mehmet Ağa’nın 1247(1842)tarihli mezar taşı da buradan Müze bahçesine kaldırılmıştır.
Yine bu sahada , üç katlı mezarlar arasında Hasan bini Safi-837 tarihli mezar taşı da bulunmuştur. Birer tarafı yazılı ,arka tarafları süslü bu bir çift taşın, Cami banisine ait olduğu kitabesinden anlaşılmaktadır. (1)
Bu taşın Hikayesini Prof. Dr.Schazman’dan dinlemiştim.
Kaynakça: Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri –Osman Bayatlı (Bergama Belediyesi Kültür Yayınları)
MESCİDALTI MESCİDİ
Şadırvan caddesinin Bedesten sokağındadır.Kapısı üstündeki kitabesinden “Nakışlarla süslenmiş olan bu dilber ve gönül açan mescidin, 1158 (1745)tarihinde ,Hüseyin Ağa” tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Yapı,büyük yonuı taşlarla yapılmış, 3.8 m.açıklığında ,aynı köşede birleşen 4 kemer üstüne oturtulmuştur. Bunların anahtar taşlarında değişik motifler vardır.
5.75 m.kare planlı olan mescidin önünde ,sonradan eklenmiş 1.7x6.6 ölçüsünde ahşap bir hayat –son cemaat yeri vardır.
Binanın duvarları, tuğla taştan karma klasik stilde yapılmıştır.Yola gelen köşesinde ve iki duvarın birleştiği yerde, bademlerle kesiklik yapılarak geçidin emniyeti sağlanmıştır.
Kemerlerin meydana getirdiği tonoz, binaya zemin olduğu gibi,dört duvarı üstünde bir kubbe bulunuyordu.
Bunlardan pek az iz kalmış olup,şimdi her ikisi de ahşaptır.Kemerlerin sağladığı zemin katta eskiden abdest almak için çeşme muslukları bulunuyordu.
2007 yılında İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restorasyonu tamamlanarak ibadete açılmıştır.
SELÇUK MİNARESİ
Selçuk Mahallesinde ve Şadırvanlı Camii yanındadır.Eskiden güdük minare, Arap Cami ve Müftü Camii diye de söylenmiştir.
Minarenin mimarlık tarzı, Selçuk karakterinde olduğunu göstermektedir. Bu bölgenin şaheserlerinden olan minarenin XIII-XIV yüzyıl arasında yapıldığı tahmin olunmaktadır. Minare kaidesi üstünde bulunan küçük bir kapı,şimdi yıkılmış olan cami ile minarenin bitişik yapıldığını anlatmaktadır.
Son cemaat mahallinin giriş yerinde bulunan iki mermer sütun, bugün yerlerinde durmaktadır. Minare kaidesinin yol üzerindeki kısmının iki tarafı mermer plaka kaplı olup,bir cephesinde niş diğerinde kapı vardır. Bunlar, dıştan Bursa,içten Selçuk tipi (5 taşlı) sivri kemerlidir.
Minarenin kaidesinden gövdeye geçişteki ahengi temin için küp kısmı büyük bademlerle meydana getirilmiştir.
Gövde,32x42 cm.ölçüsünde,lacivert,firuze(turkuaz),açık yeşil,tuğla rengi sırlı tuğlalarla yapılmıştır. Bu suretle gövde,hendesi şekilde Selçuk özelliğini teşkil eden desenlerle bezenmiştir.
Şerefesi, Selçuk üslubunda taştan geçmelerle işlenmiştir. Şerefe korkuluğunu meydana getiren sekiz köşenin her birindeki motifler ayrıdır. Bunlar, taş oyulmak suretiyle yapılmıştır.
Petek, taş ve tuğla karışık yapılmıştır. Petek üstü, altı ve üç köşeli sırlı tuğlalarla kaplanmıştır. Altı köşeli olanlar açık yeşil,üç köşeliler firuze rengindedir. Altı köşelilerin ortasındaki delikten geçen ve tuğlaları duvara bağlayan çivilerin başları da sırla örülmüştür.
Külah, bugün kısmen ahşap, kısmen kargirdir. Külahın kargir ve üst kısmının da harici tesirlere karşı korunmak için sırlı tuğlalarla kaplı olduğu sanılmaktadır.
Minarenin şerefesine kadar yüksekliği 17 m. olup 54 taş basamağı vardır. Minarenin gövde ile çekirdeği birbirine ahşap malzeme ile bağlanmıştır.
Minare,1930 yılında , İzmir valisi bulunan kazım Dirik tarafından tamir ettirilmiştir. Bu sırada mimari değeri olmadığı bir raporla tespit olunan camisi yıktırılmıştır.
Cami avlusunda bulunan 15 kadar medrese odası da 1927 yılında kaldırılmıştır.
Burada müftüler oturduğu için bir zamanlar bu medrese Bergama’nın ilim ve irfan merkezi olmuştur.
ŞADIRVAN CAMİİ
Şadırvan caddesinin sonunda ve Selçuk minaresinin yanındadır.Kapı çerçevesi üzerindeki mermer levhada, kabartma iki satırlık kitabesine göre, Hacı Osman oğlu Hacı hasan tarafından 957(1550) tarihinde yaptırılmıştır.
Kapısı, yedi parça mermerden basık kemerli yapılmıştır. Kemer taşları ve söveler birbirlerine klasik üslupta dairevi geçmelerle sağlamlık ve güzellik verilerek işlenmiştir. Kapının iki ahşap kanadı,döneminin hususiyetlerini taşıyan klasik geçmeli müstatil ve dört köşe tablolarla yapılmıştır. Kapı üstünde görülen kapı maşaları, rozet ve halkalar klasik demir işçiliğin güzel örnekleridir.
Temizlik amacıyla kapı üzerine sürülen yağlı boya,orijinal durumunu bozmuştur. Bir kenarı 12.5 m. olan kare biçimindeki binanın dört duvarında, 8 köşeye geçilerek üstüne kubbe oturtulmuştur. Kubbede altı küçük pencere vardır. Alçı süsler sonradan yapılmıştır. Kubbede tasman görülmektedir.
Minber, büyük mermer plakalarla yapılmıştır.Sonradan kaba bir yontma işçiliği ile tamir edilmiş ve kapısı üstüne bir yazı konmuştur.Minberin güzel mermer işçiliği bulunduğunu kalan izler belli etmektedir. Kapısının iki tarafındaki dört köşe küçük mermer sütunda açılan kenarların başına oturtulan birer bademcik,bu ince işçiliğin zarif bir ifadesidir.
Mirharp, sonradan yapılan tamirlerde alçı süslerle yeni şekle sokulmuştur.zemin,dört köşe (bir kenarı 35cm.)tuğlalarla döşenmiştir. Müezzin mahfeli,kadınlara ayrılmıştır.Ayrıca,mahfelin altı ile arka duvarındaki pencere kapı yapılmak suretiyle esas bitişik 2x9 m.ölçüsünde başka kadınlar bölümü meydana getirilmiştir. Burada kuzeye bakan ve avluya çıkan bir de kapı açılmıştır. Esasen son cemaat mahalli,doğu tarafındadır.4x12 m.ölçüsünde olan bu kısım üç kubbe ile örtülüdür.
Büyük kubbe gibi küçük kubbeler de kurşunla kaplıdır.
Son cemaat mahallinin önünde sonradan 2x17.5 m.ölçüsünde ahşap bir saya meydana getirilmiştir. Minaresi , caminin doğu-güney köşesinde binaya bitişik olup , kapı cami içindedir.
Kaidesi eski olup ,gövde ,şerefe,korkuluk ve petek ,(Müessesatı Diniyeyi Koruma Cemiyeti tarafından )1952 yılında yaptırılmıştır.Yüksekliği 33m.dir ve 93 basamaklıdır.Yalnız ,kaidesinin üst kısmında 5 cm. derinliğinde kapalı kemerli pencerecikler hissini veren nişler sanatkaranedir. Caminin dıştan görünüşü: Duvarlar,altı kısmı büyük ,üst tarafı ise,iki sıra tuğlanın çevirdiği küçük yonu taşlarla yapılmıştır.Saçaklarında armudi şeklindeki silmeler taştan yapılmış ve yerlerine konmuştur.Bunlardan bir kısmı bozulmuş ve sıvanmıştır.
Pencereler , altlı üstlüdür. Pencerelerdeki klasik sivri kemerler eski olmakla beraber , sivri tahfif kemerinin arasında bulunan pencere aynaları kaldırılmış ve buralar dairevi kemerle büyütülmüştür. Pencere içlerindeki mermer plakaların durumu , bunların tamir sırasında bozulmuş olduğunu göstermektedir. Pencerelerin mermer söveleri arasında bulunan parmakların da değiştirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Binanın,eski hastahane caddesine gelen köşe duvarında,köşenin güzelliği ve korunması için bütün klasik binalarda olduğu gibi –kesilerek sivriye bademlerle geçilmiştir.
Aşağıdan yukarıya doğru ilk sırası mihrap,ikinci sırası 7 bademden başlamak üzere bir bademe kadar, 8 sıra yükselmektedir.
Cami Avlusunda bulunan Şadırvanın 1240(1885)tarihinde Bergama Voyvodası Abdullah Ağa tarafından yaptırılmış olduğu vakfiyesinden anlaşılmaktadır. Cami mezarlığının kaldırılması sırasında bulunan bir mezar taşından(Hacı hasan Oğlu Hacı Osman -951 yazılıdır.)
Buna göre, caminin 957 tarihinde ,ölümünden altı yıl sonra, oğlu tarafından yaptırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Kaynakça: Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri –Osman Bayatlı (Bergama Belediyesi Kültür Yayınları)
YENİ CAMİİ
Uzunçarşı caddesinde ve Karaosman Sebili karşısındadır.Yeşilli cami de denir. Dış kapısı üstündeki kitabeye göre, Cami “Karaosman zade Haidi İbrahim Nazif Ağa” tarafından 1229(1814) tarihinde yaptırılmıştır.(1)
Cami , zemin kat üzerine 9.6 kare planlı yapılmıştır.Son cemaat mahalli olarak 4.5x5.5 m. ölçüsünde kapalı bir kısım ilave edilmiştir. Buraya 10 basamaklı merdivenle çıkılmakta ve direkli bir yağmurluktan girilmektedir. Bina, moloz ve kireç harçla yapılmıştır.Ahşap çatılıdır.Profilli silmelerle duvarların üzeri çevrilmiştir.
Mihrap, alçı kabartma ile süslüdür. Minberi tahtadandır. U şeklinde kafesli maksuresi vardır.Cami, 1908 yılında esaslı tamir görmüş ve yeşile boyanmıştır. Caminin doğu köşesinde yonu taştan yapılmış ilk minaresi 1914’de depremden yıkıldığı için kaidesinden üstü yeniden yaptırılmıştır.Bu minarenin de beden taşları açıldığından 1954’de (Müessesatı Diniyeyi Koruma Cemiyeti tarafından)24 m. Yüksekliğinde 60 basamaklı inşa edilmiştir.
Minareyi, Bergamalı minareci Kamil Toy yapmıştır. Cami avlusunun üç tarafında 16 medrese odası bulunuyordu. Bugün bunlardan cadde üstüne düşen kısımda beş odası kalmştır. Avlu ortasındaki şadırvan 12 köşelidir.Mermerleri süslüdür.Şadırvan üstünde sekiz köşeli ahşap çatılı bir gölgelik vardır. İnce tahta çubuklar birleştirilmek suretiyle hendesi şekiller meydana getirilmiştir. Minare tarafında bir de ayakyolu bulunmaktadır. (1)-Bu cami için, Karaosmanlar’dan Hacı Ömer Ağa tarafından çok büyük bir vakıf bırakmıştır. Hacı Ömer Ağa, Karaosmanlılar’dan Voyvodalık yapan mühim bir şahsiyettir. Hacı Ömer Ağa’nın oğlu hacı Mehmet Ağa’da, bu caminin imam, hatip ve müezzini ile müderris ve odalarda okuyan öğrenciler için yeter derecede akçe tahsis etmiştir.Yine bu kişi,aynı vakıfnamesiyle Kurşunlu Cami imam,hatip ve müezzinine de maaş bağlamıştır.
Kaynakça: Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri –Osman Bayatlı (Bergama Belediyesi Kültür Yayınları)